14 Nisan 2012 Cumartesi

Haaydi o zaman Inception!




       * Sol Anahtarı



                 Abdülhak Hamit Tarhan'ın Makber'ini bilirsiniz; kendisi, eşi öldüğünde vakit yitirmeden gidip yazmış Makber'i. İlk yaptığı şey onun yanından ayrılıp yazmak olmuş. Bunu öğrendiğimde garip karşılamıştım, davranışını uygun bulmamıştım hatta... Ama duygularımın en yoğun olduğu an anladım elime istemsizce kağıt alarak; yazmak göz yaşının yetmediği yerde devreye giriyordu ve duygularının o noktadan ötesini ancak o bastırıyordu. Hıçkırıktı benim için, akıtamayacağım kadar gözyaşı... Dindiriyordu da üstelik acının şiddetini. Abdülhak Hamit haklıydı, en doğrusunu yapmıştı artık benim için.

                 Yazmak hep orada bir yerde vardı bende, ihtiyacım olduğunda ulaşabiliğim bir kağıdım, kalemim. 6'mızın kullandığı bir tabir vardır; "zengin kalkışı" diye, aniden yaptığımız şeyler için kullanırız. Bu blog da bizim klasik spontanelerimizden biri oldu, yeni bir zengin kalkışı yani. Belki de hepimizin içinde olan o yazma hissinden ötürü oluştu, hadi bir başlayalım dedik ve kendimize taktığımız adlar altında her birimiz ayrı ayrı yazmaya başladık. Sonu ne olur bilmem ama güzel başlangıçlar hep umut verir bana.

                 Hani bloglar hep görselli olur ıvır zıvırlı olur ya, ben de anlam ve öneme uygun bir fotoğraf paylaşayım, malum konumuz başlangıç, Google'a başlangıç yazınca çıkan fotoğraf bu gençler, idare edin. Haydi selametle... :)



             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder