8 Nisan 2013 Pazartesi

çocukluğumun yarısı özlem

yazmak istiyorum.
kelimelerin hortuma tutulduğunu göz ardı ederek
hangisini tutup çeksem fırtınadan, elimden kayan bir diğeri oluyor
olmuyor galiba;
eninde sonunda kafamın içinde tepişen siyasetçiler.
korkuyorum ki sandalyeler uçuşacak

ortada problem yok
ortada sorun yok 
ortada aşk yok
ortada sevdicek yok 
sevdik bitti
bir gelecek yok.

bitmeyen bu arbedede, orta yerde kalan kaplumbağa gibi 
adım atıyorum, 
sanki yıllar alıyor
zaman sayıyorum
bakıyorum, giden günler ömürden
ne yapsam ne etsem yetmeyecek
sürekli bir özleme nöbetine tutuluyorum
oturduğum sandalyeyi özlüyorum inanır mısın 
yüzüne baktığım ağaçların rüzgarını 
adı park olan bir yeri özlüyorum,
yüzüne baktığım bir güzeli
gözlerinin karasını özlüyorum
yerden göğe kadar olan gülümsemesini
durup diyorum ki 
bu özlemek niye 

özlemekten yorulup lanet ediyorum
hiç yakışmıyor üstüme
utanıyorum, af diliyorum 
geleceğe bakıyorum
gözlerim kamaşıyor
hiçbir şey göremiyorum
ama bir gören var 
onu biliyorum
huzur diliyorum
özlememek diliyorum 
alışmamak diliyorum 

                                                                                          

                                                                                                    negerekvar